kırık kemik destek parçası bulmaca

Esselamunaleykum. Benim ayak bileğimin hemen üstü trafik kazası sonucu parçalı kırık hafta bir parçası da yerinde yoktu iki ameliyat oldum ikinci ameliyatta olmayan kemik yerine seni kemik parçası yerleştirildi. Ilk Operasyon 10 Ekim İkinci operasyon 25 ekim Yaşım 44 iyileşme süreci nekadar sürer saygılar Tespityapılırken yaralı bölge sabit tutulmalıdır, Yara varsa üzeri temiz bir bezle kapatılmalıdır, Tespit edilecek bölge önce yumuşak malzeme ile kaplanmalıdır, Yaralı bölge nasıl bulunduysa öyle tespit edilmelidir, düzeltilmeye çalışılmamalıdır, Tespit; kırık, çıkık ve burkulmanın üstündeki ve altında kalan Depositphotos'tan uygun fiyatlı Kırık kalp stok vektörlerini indirin Profesyonel vektör grafikleri ve küçük resimler Milyonlarca telifsiz vektör çizim, hızlı resim arama KırıkÜst Kol. 2019; Birçoğumuz hayatımızın bir noktasında bir kemik kıracağız. Çocukken, ağaçtan düşmek gibi, genellikle büyük bir şey alır, ancak geri sekeriz ve genellikle çabuk iyileşiriz. Yine de yaşlandıkça, ayakta durma gibi daha ufak kazalar kolun kırılmasına neden olabilir. Kırık Üst Kol. Üst kol 1) primer osteoporoz. 2) sekonder osteoporoz. primer osteoporoz, yani kemik erimesini tetikleyen herhangi bir hastalık olmamasına rağmen görülen osteoporoz. bunun da türleri vardır. a) senil osteoporoz: her iki cinsiyette yaşlanmaya bağlı ıgf-1 gibi büyüme hormonlarının eksikliğinden ötürü kemik yapımının azalmasıyla olan Site De Rencontre Inchallah En Français. Bu bulmacanın çözümü 7 harftir ve G A harfi ile başlar Aşağıda, Kıkırdak Kemikleri, Kıkırdaklar için doğru cevabı bulacaksınız, eğer bulmaca'ü bitirmek için daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa navigasyonunuza devam edin ve Arama fonksiyonumuzu deneyin. cevabı biliyor musun? benzer bulmaca Kıkırdak, kıkırdak kemiği Birçok kemikleri ilgilendiren veya etkileyen Cerrahide kemikleri delmeye yarayan alet El ve parmak kemikleri Kalça kemikleri arasındaki boşluk Kasıklar, uyluk kemikleri Kırık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta, mukavva ya da tenekeden yapılmış, üzeri bezle kaplanan levha Kırık kemikleri bir arada tutmak amacıyla kullanılan tahta gibi düz nesne Nazara karşı bahçelere ve evlere asılan kuru hayvan, kafa kemikleri Omurga kemikleri kırılmış olan hayvan veya insan Omurga kemikleri Oynak kemikleri arasındaki açıları daraltan kasların genel adı Kemikleri inceleyen bilim dalı Kemikleri kaslara bağlayan bağ Radyografi ile kemikleri gösteren alet Eğe kemikleri tarafından oluşturulan kafes Burun ve kulak gibi organlarda bulunan küçük kıkırdak Bebek kafatasındaki henüz kemikleşmemiş kıkırdak Deri ve kıkırdak gibi hayvansal maddelerden elde edilen, katılaşıp sertleşme özelliğiyle tahta, kâğıt vb. yapıştırmaya yarayan madde Gırtlağın yumuşamasına yol açan kıkırdak dokusu bozukluğu Son Bulmacalar Para kullanmadan yapılan değiş tokuş işlemi, takas 14 martı tıp bayramı olarak kutlayan tek ülke Jose saramagonun demokrasi hakkındaki romanı Kanatlarının güzelliği ile bilinen küçük böcek Tek tek harflerle kodlanan adalet bakanlığı yapısı Martı, binbin gibi markaların bulunduğu sektör Şarkıda kulağı, kuyruğu, yelkeni sorulan canlı Ortalığa dağılmış şeyler, saçıntı Artırma ile satış ... Mezat,Arapça. Müzayede, İhale, Ziyadeşeleştirme, Üsterme, Artırma ile satış. Açık arttırma Arapça müzayede مزایده . Açık artırma ile satış. Açık artırma ile satış yapılan yer. Devletçe veya bir müessesece satılığa çıkarılan bir malın veya arazinin arttırılmaya konulması. Mezat, taşınır veya taşınmaz malların açık artırma yoluyla alım ya da satımıdır. İki türlü bu mezat işi yapılmaktadır. Birinci durumda ki buna geleneksel metod diyoruz alıcıların birbirini izleyen artırma teklifleri mezatı yöneten tarafından en yüksek bedele ulaşması yoluyla olanıdır. Diğer yöntemde ise tam tersine ki bu metoda Hollanda tipi diyoruz. Satıcı mal için önerdiği bedeli giderek azaltarak her alıcının kabul ettiği bedele malı satar. Eğer bedel çok düşük ise malını satıştan çekebilir. Bir mal müzayede ile satılacaksa kapalı zarf ya da açık arttırma ile olmak iki türlü yapılır. Müzayedede konulan şey, en çok arttırma yapana ihale edilir. Bir Mandalina Cinsi ... Okitsu, Eylül ayı başında olgunlaşan bir mandalina cinsidir. Mandalina cinsleri; Satsuma, SuntinaKlemantin, KingMineola, Monreal Okitsu, OrtanikFremontNova, VinolaTopaz, Dancy, Encore Uçuşu olmayan uçakların bekleme alanları ... Apron, Uçuşu olmayan uçakların bekleme alanları . Hava alanında uçakların parklandırılmaları, akaryakıt ikmalleri, yolcu, yük, posta, kargo, bakım, ikmal, indirme ve bindirme işlerinin yapılması için uçuşu olmayan uçakların bekleme alanlarına apron denir. Başka bir tarifle uçakların yolcu aldıkları ve bindirdikleri geniş alana havacılık dilinde apron adı verilir. Apron, havaalanlarında uçakların park pozisyonlarını aldıkları, yakıt aldıkları ve uçaklara yüklemenin yapıldığı alanlardır. Apronlar halka açık alanlar değillerdir. Giriş için özel izin gerektirmektedir. Bu izinler Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından verilmektedir. Apronda sigara içmek, alev alabilecek ya da kıvılcım çıkarabilecek malzeme ve ekipman taşımak, izinsiz giriş yapmak ve reflektörlü yelek gibi gerekli önlemleri almadan dolaşmak kesinlikle yasaktır. Apron, hava alanlarında uçakların uçuşa hazırlanmasına, manevra yapmasına, yolcuların inip binmesine yarayan, uçuş pistiyle hava alanı binası ve yapıları arasındaki düz ve sert yüzeyli alanlardır. Apron kelimesinin kullanılan diğer anlamları; Önlük, göğüslük, önlük gibi kullanılan şey, Peştamal. Tiyatro sahnesinin ön kısmı. Hangarın önündeki beton saha. Makinelerin üzerindeki koruyucu metal kapaklar. Kayışlı taşıyıcı. Buzul eteği. Örtü Göğüslük, önlük, Koruyucu kapak, rüzgarlık. Kayışlı taşıyıcı. Eski dilde uyanık, tetikte, sak ... Müteyakkız, Arapça müteyakkız متيقظ . Teyakkuz durumunda olan. Eski dilde teyakkuz Arapça, تيقظ , uyanıklık demektir. İhtiyatlı, Gözü açık, Uyanık, Tetikte, Sak. Uykusu hafif. Gözü açık olan, Eski dilde uyanık, tetikte, sak. Çabuk duyan. Ölçülü davranma. Sakınma, Sakıntı, Tedbirli. Gözün saydam tabakasına yerleştirilen mercek ... Lens, İng. lens. İngilizce cam anlamındadır. Kontak lens. Mercek. Gözün saydam tabakasının üzerine doğrudan uygulanan, görmeyi düzeltici mercek. Lensler, gözün saydam tabakasına, dış yüzeyine yerleştirilebilen, kırma kusurlarını düzeltme veya bazı göz hastalıklarını tedavi edici amaçlarla kullanılabilen protez ekipmanlar olup Kontak Lens olarak bilinir. Çok popüler olan renkli lenslerdir. Göz rengini değiştirdiği gibi görme bozukluğunu da düzelten çeşitleri mevcut olup tercihe şayandır. Lensler genellikle uygun olursa kozmetik gereklilik olarak gözlükler yerine kullanılmıştır. Ancak faydalı yanları olduğu kadar zararlı yönlerininde olduğu unutlmamalıdır. İlk olarak 1978 yılında üretilen gaz geçirgen lensler, sert lensler ve yumuşak lensler olmak üzere iki tiptir. Daha sonra 1980 yılında silikon lensler yapılmaya başlanmıştır. Bir tür küçük çömleğe ve bu çömleğe bastırılarak yapılan peynire verilen ad ... Küpecik, Küpecük, Çankırı yöresine özgü. Carra, Adana yöresine özgü. Küp, Çömlek, Küp Peyniri, Küpecik peyniri , Çömlek ile küp arası büyüklükte küplere kürecik adı verilir. Çömlekden Büyük, Küpden Küçük topraktan yapılmış çömlek. İç anadolunun bazı yörelerinde Küpecük denir. Küçük küp, çömlek, kazan. Kışlık peynirler salamura ya da küplere, basılarak kış için soğuk yerlerde saklanır. Kalıplar halindeki taze koyun veya inek peyniri, bez torbalara konur. Üzerine bir ağırlık taş ile iki gün baskı yapılarak süzüldükten sonra çömlek veya küplere basılarak saklanır. Peynir suyu süzülür. Süzülen bu suya penir alt suyu denir ve ekmek yapımında kullanılır. Suyu süzülen taze peynir, ufalanıp, tuzlanarak bir bez, tülbent içinde bir gün bekletilir. Sonra üzerine çörek otu atarak bu küpecik veya küp veya çömlek veya carralara basılır. Küpecik, Çömlek, Küp, Küpecük, Carra gibi topraktan, kil malzemeden yapılmış çömleklerde bu peynirler saklanır. Basılan peynirin üstüne tuz serilir. Küpecik, küp veya çömlek ağzı az bir un ile hazırlanan sert bir hamurla veya donmuş yağ ile kapatılarak mağaralarda veya evlerin zemin katında, hazırlanan nemli kumlara gömülerek iki-üç ay saklanır. Zamanı gelince açılarak yıkanıp afiyetle yenir. Liste başı olmuş hafif müzik şarkısı ... Hit, İng. hit. Top. Liste başı. Liste başı olmuş hafif müzik şarkısı. En çok beğenilen. Herhangi bir seçimde, listenin ilk sırasında olan ad. En çok beğenilen, en çok tutulan kitap, şarkı vb., hit . Devekuşu sürüsüne de Hit denir. Yeni Zelanda'da etkin bir yanardağ ... Ruapehu, Ruapehu Yanardağı, Mount Tongariro, White Island, Whakaari Volkanı. Yüzüklerin Efendisi adlı filmde "Ölüm Dağı" ismiyle kullanılan yanardağ, Ruapehu'dur. Ruapehu yanardağı, bir stratovolkan plup Yeni Zelanda'nın en aktif volkanlarından birisidir. En son 2007 yılında tehlike yaratmıştır. Volkanda aktif havalandırma, geniş zirve bölgesinde yer alan Krater Gölü ile olmaktadır. Sık ama hafif, orta patlamalı püskürmeler Krater Gölünde olmuştur. Zirve krater gölünden phreatic patlamalar sonucu üretilen Lahars üst yamacında bir kayak alanına ve alt nehir vadileri için bir tehlike yaratmaktadır. Üzerine yazı yazmak için hazırlanan deri ... Tirşe, Rak, Parşömen. Ak Deri, Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi. Tabaklanmış ceylan derisi, Rak. Parşömen, Frn. parchment, parchment, Alm. Pergament, üzerine yazı yazmak ve resim yapmak için hazırlanmış hayvan derisine denir. İkinci yüzyılda Bergama, Pergamus şehrinde keşfedildiği rivayet olunur. Latince Charta Pergamena kelimesinden, Bergama kağıdı anlamında dünyaya parşömen olarak yayılmıştır. Daha önceleri papirus kağıdı yazı yazmak için kullanılırdı. Yazı yazmak, resim yapmak için özel olarak hazırlanan deriye tirşe de denir. Bugün olduğu gibi et için kesilen hayvan derileri bu amaçla kullanılmıştır. Yazı yazmak için deri elde edilmesi için bir hayvan kesilmemiştir. Genellikle oğlak, koyun, keçi,Keçi derisi, bendir dana, ceylan en makbul olanı, eşek, balık, deve gibi çok çeşitli hayvan derisinden parşömen yapılmıştır. Deri kirece yatırılarak kıllarından temizlenir. Fazla et ve yağları alındıktan sonra gerilerek güneşte kurutulurak aşındırıcı sert taş gibi uygun malzemeler ile zımparalanarak pürüzleri giderilir. Papirüs denilen yapraklardan daha dayanıklı olan bu derinin orijinal dokusu yazı yazmak için en uygun durumda olur. Kaliteli bir parşömen üzerinden uzun yıllarda geçse aynı kalitede görevini sağlar. Arka çıkan, yardımcı ... Müzahir, Arka çıkan, Yardımcı. Muavin Arapça, معاون , yardımcı. Bir görevlinin, bir yöneticinin işine yardım eden, yokluğunda yerini ve yetkilerini üzerine alan kimse. Yâver Farsça, یاور . Müzahir kelimesi, Arkalayan, destekleyici, arka çıkan, yardımcı anlamına gelir. Müzahir, Zahir olan, taraftar çıkan, geriden yardım eden, koruyan. Himaye eden. Yardım eden, yardımcı. İngiltere ve ABD’de kullanılan arazi ölçüsü birimi... Akr, 1 akr 4840 yarda kare 40,4685 a. 1 yarda kare 9 ayak kare 0,8361 m2 Eski paund, yarda, akr gibi ölçü birimleri İngiltere'de ortaya çıktı ve kısa zamanda İngilizce konuşulan ülkelere, Amerikan kolonilerine, İngiliz sömürgelerine ve bazı başka ülkelere yayıldı. Britanya İmparatorluğu'nun her yerinde kullanılan bu birimler, "İmparatorluk ' ölçü birimleri olarak bilinir. Bütün İngiliz ve Amerikan ölçü birimi standartları birbiriyle uyumlu değildir. İngiltere'de galon 1824'te tanımlanmıştı; buna karşılık ABD hükümeti, 231 inç küpe 3,785 litreye eşdeğer olan daha eski "Kraliçe Anne galonu"nu geçerli saydı. Bu nedenle ABD galonu 0,8326 İngiliz galonuna eşittir. Tahıl ya da şeker gibi kuru maddelerin ölçümünde kullanılan bir hacim birimi olan buşıl ABD' de inç küpe 35,239 litre, İngiltere'de ise inç küpe 36,386 litre eşittir. Buşıl günümüzde pek ender kullanılmaktadır. Rize yöresinde tahıl ürünlerini saklamak için ayaklar üzerine kurulan ve "serander" de denilen ahşap yapı ... Nayla, Serander. Serenti. Paska, Naliya, Seren. Doğu Karadeniz yöresine özgü olan ve tahıl, fındık gibi ürünleri saklamaya yarayan ahşap yapı türü. Rize yöresinde tahıl ürünlerini saklamak için ayaklar üzerine kurulan ve "serander" de denilen ahşap yapı. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde genelde kiler ya da tahıl ambarı olarak kullanılan tahtalardan yapılan genellikle dört nadiren altı, sekiz hatta oniki direkli küçük ahşap yapıların adıdır ve çeşitli yörelere göre adı değişir. Buna göre yörelere göre adları şöyledir; Nayla, Rize. Serander,Trabzon. Serenti, Rize. Paska, Sürmene. Naliya, Rize. Seren, Zonguldak. Argoda muhabbet tellalı anlamında kullanılan sözcük ... Pezo, Pezevenk, Muhabbet Tellalı, Fuhuş Aracısı, Farsça Pejvend, pezevenk kelimesinden Türkçemize girmiştir. Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimse. Dümbük, Farsça dünbek. Fuhuş aracısı erkek pezevenk. Godoş, Muhabbet tellalı, Kavat, TDK. Astik, Ermenice. Yunanca kentli anlamında Astikos kelimesinden türetilmiştir. Muhabbet tellalı, Pezevenk. Dasnik, Ermenice dasnıhink, Pezevenk, Muhabbet tellalı. İngilizce, pimp. Pezevenk, alfons. Argoda "Konuş, anlat, söyle" anlamında bir sözcük ... Akoza, Yunanca, akousa, işittim anlamındaki sözcüğünden türetilmiştir. Eş anlamlı olarak Aktize kelimesi de kullanılır. "Konuş, anlat, söyle" anlamında argo bir sözcük. Argoda "Konuş, anlat, söyle" anlamında bir sözcük. Esnek dokunmuş ipekli ya da yünlü bir kumaş ... Jarse, Fr. jersey Jarse Kumaş, İng. Stoccinette. Esnek dokunmuş ipekli ya da yünlü bir kumaş. Seyrek aralıklı dokunmuş, esnek bir kumaş türüdür. Adını Fransa'nın Jersey Adası'ndan alır. Jarse kumaşından yapılan veya esnek örülmüş giyecek. Jarse örme kumaşlar her iki yüzüde aynı görünümlü sık bir yapıya sahip daha stabil kumaşlardır. Genellikle astar, forma, abiye, gecelik gibi giyim gurubunda kullanılır. Abiye kıyafetlerde, seksi ve gece kıyafetlerinde çok sık kullanılan bir kumaş cinsidir. Hanımlar tarafından kullanılan bu kumaş türü yapısı gereği vücut hatlarını ortaya çıkarttığı için hata kabul etmez. Kesinlikle uyulması gereken Kuran ve hadis hükümleri ... Nas, Kesinlikle uyulması gereken Kuran ve hadis hükümleri. Tartışmasız benimsenmesi istenen yargı. Nas kelimesinin diğer anlamları şöyledir. Nâs Arapça, ناس , insanlar. Açıklık, açık ve kesin yargı. Hukukta, Nas, İnsanlar anlamında kullanılır. Felsefede, Nas DogmaYunanca, inak, sav anlamındadır. Halk arasında, Iraklık, uzaklık anlamında kullanılır. Uykusu gelmek, Uyku bastırmak. Uyuklama, Kalabalık, Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre, mehil ... Önel, Mehil, Süre uzatımı. Ek süre. Ek zaman. Süre tanımak, Vade, Mühlet. Termin, Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre, mehil, önel. Bir işin tamamlanması için verilen süre, önel. Vade, vakit, bir iş için bırakı­lan zaman, mühlet. Arapça Mahl kelimesinden türetilmiş olup yavaştan alma, erteleme anlamındadır. Herkesçe doğru sayılan ve uyulmasına gerek duyulan kurallar ... Örf, Arapça, عرف Gelenek, Adet. Herkesçe doğru sayılan ve uyulmasına gerek duyulan kurallar. Yasalarla belirlenmeyen, halkın kendiliğinden uyduğu gelenek ve görenekler. Korku verici tavır. İnsanlar arasında güzel görülmüş, red ve inkâr edilmeyip mükerreren yapılagelmiş olan şeylerdir. Genelde şer'an ve şeriata bağlı hükümlerdir. Aklı selim sahiplerince müstahsen olup münker olmayan şey demektir. Örf, şeriata eğer muhalif olursa, gayr-i meşrudur. Yapılagelen, Olagelen. Usul, İrin Birikimi ... Apse, Fr. abcès, İng. abscess. İrin birikimi. İrinşiş, Çıban. Çirk Arapça, چرک . Kir. Cerahat, İrin. Bir nevi iltihap, Genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı. Kırık kemikleri bir arada tutmaya yarayan nesne ... Atel, Fr. attelle, İng. splint, Cebire, Cebayir, Süyek, Kemik, Cebire. Kırık kemikleri bir arada tutmaya yarayan nesne . Kırık kemikleri bir arada tutmak için kullanılan tahta gibi düz nesnelere verilen ad. Kırık kemik vb. sarmaya yarayan ince tahta veya ona benzer sert madde, splint. Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek. Tahta parçası, mukavva, sert karton, sert plastik, yastık ve üçgen sargı bezi atel olarak kullanılabilir. Atel kol ve bacak kırıklarında kullanılır. Bacaktaki kırık diz ile kalça arasında ise atelin boyu topuktan koltuk altına kadar uzatılmalıdır. Kırık diz ile ayak arasında ise atelin boyu topuktan kalçaya kadar olması yeterlidir. Dik yokuş, uçurum ... Kaban, Rampa, İtalyanca rampa, İng. rampe. Yura, Yokuş, İng. ramp, Fr. montée . Dik yokuş, Uçurum. Güçlük. İniş karşıtı, Çıkış. Aşağıdan yukarıya gittikçe yükselen eğimli yer, yol. Şose veya demiryolundaki yokuş. Rampa, Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü. Trenin eşya almağa mahsus yanaştığı set. İki geminin birbirine veya bir geminin iskeleye yanaşıp bitişmesi. insan vücudunun önemli kısımlarından biridir. Kemikler, insan vücudunun hareket etmesinde rol oynar. Kemikler düşme ve çarpmalar sonucunda kırılabilir. Kırık bir kemiği hareket ettirmek zordur. Kırık kemikler, birbirine kaynaması için alçıya Kemiklerin bir araya gelmesiyle oluşan yapıya iskelet adı bir insanın iskeleti, yaklaşık 206 kemikten kemik sayısı daha bebeklerin büyümeleri sırasında bazı kemikler kaynaşarak tek kemik haline vücudundaki kemikler şekillerine göre çeşit kemik vardırUzun kemik, kısa kemik ve yassı KEMİKLERUzun kemikler kol ve bacaklarımızda bulunan uyluk kemigi,uzun KEMİKLERKısa kemikler el ve ayak bilekleriyle omurgada bulunur. Omurga,kısa kemiklerden KEMİKLERGöğüs,kaburga ve kafatası kemikleri yassı iskeletinde dört temel kısım bulunur ve bacaklarKAFATASIKafatası,yassı kemiklerden birbirine sıkıca kenetlenerek içi boş bir yapı içindeki boşlugu beyin çepeçevre sararak çarpma ve darbe gibi dış etkilerden çene kemigi dışında kafatasında bulunan kemikler boyundan başlayıp sırt boyunca kısa kemiklerin üst üste dizilmesiyle oluşmuş bir omurgasını meydana getiren kemiklere,omur kemigi adı 33 tane omur kemigi şekli "S" harfine kemiklerinin ortası kemiklerin üst üste dizilmesiyle bir kanal bu kanal içerisinde bulunan önemli bir organıomuriligi vücudun dik durmasında da sol bulunan omurga kemikleri başımıza destek vererek onu dik tutabilmemizi KAFESİGüğüs kafesi;göğüs kemigi,kürek kemikleri ve kaburga kemiklerinden kafesinde yassı kemikler kafesi kalp ve akciger gibi hayati organları dış etkilerden VE BACAKLAR Kollar ve bacaklar hareketimizi gerçekleştirmede önemli rol oynarlar. Yürürken bacaklar vücuda desteklik EKLEMİnsan yürürken,koşarken,merdiven çıkarken yada çalışırken sürekli hareket vücudunun hareket edebilmesi için iskelet,kas ve eklemlerin birlikte çalışması kemiklerin birbirine baglandığı yere eklem adı iskeleti çok sayıda kemikten oluşturan kemiklerin tamamı birbiriyle kaynaşmış olsaydı vücudumuzu hareket ettirmemiz mümkün kemiklerin birleşme noktalarından hareketli olması,insanların hareketlerini yapabilmesini hareket kabil,yetleri birbirinden eklemler birbirine sıkıca bağlanmııştır ve hareketli ve göğüs kafesinde bulunan kemikleri birbirirne baglayan eklemlerin hareketleri ve bacaklardaki eklemlerin hareketli olması,yürüme ve koşma gibi hareketleri kolaylıkla yapmamızı saglar. Bünyeye verir emirUygulattırır bir birUzuv karşı gelemezOrganizmada amir BeyinEn tepede bulunur hemen altı alındırOnaylarda sallanır sanki elin kolundurZekilerde konuyu hemencik alır kavrarAptallarda bir şeyi anlayamaz kalındır KafaEvlerin kısım kısım boşluktan küfesidirDolapların çekilip itilen kafesidirOnunla cümle âlem çift oyuktan izlenirYara da uç tartı da terazi kefesidir GözKavisliyim koy gibiKırıkçayım fay gibiKiminde kalem kalemKimindeyim yay gibi KaşKiminde bük gibiyimKiminde yok gibiyimGöz kapağından dışaUzarım ok gibiyim KiripikÇiğner ıslatır yutarSindirime güç katarTükürüklü bu boşlukYüzde barınır yatar AğızYarası var kanı yokTat almayan yanı yokKılıçlardan keskindirAma saran kını yok DilBaşın uzun paneliKoku almak emeliYazın toprakla dolarKışın Süveyş Kanalı BurunKuvvet kudret iktidar sebebidir serilmezGüçlü olmasa bile mukaddestir yerilmezÇalışmaya yarayan beş kollu bir araçtırKavrar yakalar sıkar onsuz bir iş görülmez ElSıcaklık onun dostu soğukluksa tek hasmıİlettiren taşıyan kat ettirendir ismiDaha açık haliyle söyleyecek olursakEşyalarda dayanak biz de yürüme kısmı AyakBallara daldırılırUçları doldurulurSöz isterken bu uzuvHavaya kaldırılır ParmakParmakların önündeHilal gibi kınındaNe kadar kesersen kesUzar hafta sonunda TırnakBu uzuv organların gevreği en irisiEle gelir karına bastırırsa birisiKanı yapar eritir glikozu düzenlerZehirlerden arıtır tüm vücudu dirisi KaraciğerGövde de bir takıdırKasılan bir dokudurİçersi boşalıncaNefesleri kokutur DalakAğrısı var güldürmez matem verir yas verirÜzüntülü bir tavır takınılan his verirKaslar ile çevrili geniş bir boşluğu varDoldurmazsan içini zile basar ses verir KarınDayanışma anında hep yan yana verilirBir kimseye çatarken sataşırken vurulurİki kolun vücuda bağlandığı bu eklemBana ne denilirken silkelenir yorulur OmuzKapağı var boyu varYere çöken huyu varOtururken bükülürBağları var yayı var DizKol bacakta bulunurİki kısma bölünürBu bükülgen olmasaKazık gibi kalınır DirsekÜzerine basılan ayaktaki çıkıntıBazı insanda vurur varlığı bir sıkıntıYokluğu daha kötü yürümeyi engellerHiç olmamasından olması hoş bıkıntı TopukKaslardan ve kıkırdak halkalardan oluşan bir boru, Burnumuzdan ve ağızımızdan akciğerlerimize kadardır yolu Soluk BorusuAğızımızdan başlayıp midemize uzanan bir borudur, Yapısında kas dokusuda bulunur Yemek BorusuTaşırlar kanı, kalbimizden vücudumuzun her yanına, Aort denir en büyüğünün adına AtardamarlarOnlarla ısırır, koparır, çiğneriz besinleri, Azı, kesici, köpektir çeşitleri DişlerBeş duyu oyganımızdan biridir, Kokuları alır, nezle olduğumuzda tıkanır Burunİskeletimizin boynumuzla karnımız arasında yer alan bölümü, Akciğerlerimizi ve kalbimizi korumaktır rolü Göğüs KafesiBeynimizi iskeletimizin bu parçası korur,Birkaç kemiğin birbiriyle kaynaşmasından oluşur KafatasıKasılıp gevşerler, Kemiklerimizle birlikte hareket etmemize yardım ederler Kaslarİskeleti oluştururlar, mineralleri depolarlar, onlar geliştikçe uzar boyumuz, olmasalar dik duramaz vücudumuz KemiklerYağların sindirimi orada başlar, içinde binlerce küçük çıkıntı var İncebağırsakDamarlarımızın içinde dolaşır, besinler vücudumuzun her yerine onunla taşınır KanGörevlerinden biridir safra salgılamak, böylece yağların sindiriminde rol almak KaraciğerKanı kalbimize taşırlar, çoğunun içinde bulunur kapakçıklar Toplardamarlarİpincecik damarlar, kanımızla hücrelerimiz arasında madde alışverişini sağlarlar KılcaldamarlarKanımızı süzerek ayırır atıkları, üretir vücudumuz için gerekli bazı hormonları BöbreklerBoynumuzdan başlayıp uzanır sırtımız boyunca, hafif kıvrımlıdır, destek verir vücudumuza OmurgaVücudumuzda idrarın depolandığı yer, dolduğunda insan hemen tuvalete gitmek ister İdrar KesesiKemiklerimizi birbirine bağlarlar, hareket etmemizde önemli rol oynarlar EklemlerGöğüs ve karın boşluklarımızı birbirinden ayırır, hıçkırık tuttuğunda aniden kasılır DiyaframÇeşitli vitaminleri üreten yararlı bakteriler bulunur orada, gerçekleşir suyun emilimi bu organımızda KalınbağırsakKalbimizin iki yanında yer alır, içlerinde küçük hava kesecikleri vardır AkciğerlerHissederiz onu atardamarlarımızda, kalbimiz her attığında NabızZarar görür fazla kalırsak güneşin altında, en büyük organıdır vücudumuzun aslında DeriHiç durmadan kasılıp gevşeyebilir, onun sayesinde kan damarlarımızda dolaşabilir KalpŞekli J harfine benzer, karışır içinde besinler MideHem solunum hem de sindirim sistemimizin bir parçası, hava ve besinlerin geçtiği bir kavşak sanki orası Yutak Destek ve hareket sistemi bulmaca etkinliği Adı Soyadı.................. ................. Velinin İmzası.................. .....1. Vücudumuzu dik tutan, şekil veren İskeleti oluşturan sert Elimizde bulunan kemik Vücudumuzu hareket ettiren, biçim veren Belimizde bulunan omurlarda rastlanan bir Kemiklerin birbirine bağlandığı Vücudumuzda oynar eklemlerin bulunduğu yerlerden İskeletin bölümlerinden Omurgayı oluşturan kemiklerden her birine verilen Omurga ve çenede bulunan eklem Hiç hareket etmeyen Kemikleri incelemek için çekilen Vücudumuzda hareket yeteneği en fazla olan eklem Vücudumuzda kısa kemiklerin bulunduğu bölümlerden Kaslarımızın D vitamini eksikliğinden meydana gelen İki oynar eklemler arasında bulunan madde. DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ BULMACA ETKİNLİĞİ Amme çaşıtlık Haykırma Uykusu hafif öpücük Sarkıt Maval ünlü bir müzikal Hint felsefesine özgü çilekeşlik Maden bilimi Derece derece olan Evde cin Savaşta ölmek çok uyuşuk olan Kayaç yapıcı mineral Dağ keçisi Suyla temizlemek Yolcu topluluğu kalabalık Kedi işemesi Sülale soy çöl arapları Zenginlemek eş anlamı Ineklerin yediği bir ot Varlık eş anlamı Dayanarak Tedavi Acı üzüntü sıkıntı keder Sebep bahane Sıradanlık Esenleme Kemikten sıyrılmış et öğreti Hint müziği çalgısı çok ısıtılmış olan Uydu Sinir hastalığı Salgın hastalık Kısa çizme Zulmeden üzülerek Hafiye Sessiz sakin Meyveli içki türü ıkına tıkına eş anlamı Eğimli Gemi arması merdiveni Familya Körpe olmayan Bir tür tatlı su balığı Bir tür yazı kağıdı En uygun Kayıp bir kıta çift öküzle çekilen saban Inişli çıkışlı Kaşların dökülmesinin psikolojik yorumu Etçil hayvanların ortak adı Halk oylaması Teyyare Hesabını iyibilen tutumlu Fışkırtıcı Bir nebat Petrol dağımız Yıldırımsavar özdekçilik Halk dilinde harman Hiç değil eş anlamı Kıskançlık ülkücü Bahar Toplum durum eş anlamı nedir Iri taneli bezelye Avanak Böylece örme işi Yığılma Pasif Yoksul aş evi Yaşar kemalin bir romanı Kimyada asit fenik Güney kutupla ilgili Açıklık Sanatkar Bir kadın adı Uyuşuk çerez satın almak Sürekli olmayan Etiket Hakkaniyetli eş anlamı Gemi aşırtma havuzu Dar kasvetli yer Iç içe geçen sehpa Dedektif Bir tür toprak ödenek Muharip ön gösterim Kibirli zıt anlamı Ispanyol parası Hicap Meyve özü Soru Kırık kemik destek parçası bulmaca - Bulmacada Kırık kemik destek parçası nedir, Kırık kemik destek parçası bulmaca cevabı, Kırık kemik destek parçası bulmaca anlamı açıklaması nedir, Bulmacada Kırık kemik destek parçası ne demek, Kırık kemik destek parçası çengel, - Yayın Tarihi 9 ay önce - 1 Kırık kemik destek parçası bulmaca Kırık kemik destek parçası bulmaca nedir, bulmacada Kırık kemik destek parçası, bulmaca sözlüğü, Kırık kemik destek parçası çengel, sitemizde tüm resimli çengel bulmaca, kare bulmaca ve diğer bulmaca sorularını bulabilir ve arama bölümünden bulmaca cevapları ulaşabilirsiniz bulmaca çözerken bilmediğiniz cevaplara ulaşarak bunları öğrenebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz ayrıca bulmaca çözmek Alzheimer riskinizi azaltır, Stresi azaltır, Sözlü becerileri geliştirir, Sosyalleşmenizi sağlar. bulmaca cevapları, kelime bulmaca, çengel bulmaca, kare bulmaca, halka bulmaca, bulmaca oyunları, cevapları, cevabı, eş anlamlısı, halk dilinde, halk ağzı, ne denir, parası, para birimi, mecaz, gazetesi, eski dil, eski dilde, bulmaca sözlüğü, mecazen, simgesi, imi, bir tür, tersi, karşıtı, kısa, bir, resimdeki, artist, yazar, oyuncu, sanatçı, mecazi, bulmaca, bulmacada, sözlüğü, anlamı, nedir, 2 3 4 5 6 7 8 9 harfli, alttaki, üstteki, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık, kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları, Kategori Türkçe İngilizce Common Usage 1 Yaygın Kullanım bağlantı parçası connector i. 2 Yaygın Kullanım bir bütünün ayrılmaz bir parçası olan integral s. General 3 Genel beton parçası bina/kat/dans pisti vb döşemesini oluşturan slab i. 4 Genel kara parçası land i. 5 Genel iki devlet arasındaki dar toprak parçası corridor i. 6 Genel kıtalardan küçük kara parçası subcontinent i. 7 Genel büyük kara parçası land mass i. 8 Genel kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası cut of meat i. 9 Genel kırık çömlek parçası potsherd i. 10 Genel zar parçası membrane part i. 11 Genel arazi parçası patch i. 12 Genel arazi parçası holding i. 13 Genel kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası land mass i. 14 Genel müzik parçası number i. 15 Genel bir toprak parçası veya alanı area i. 16 Genel kara parçası piece of land i. 17 Genel t parçası t piece i. 18 Genel bir arazi/toprak parçası vb'nin genel görünümü scenery i. 19 Genel metin parçası passage i. 20 Genel top arabası ön parçası limber i. 21 Genel bir memleketin başka bir devlette bulunan küçük toprak parçası exclave i. 22 Genel numunelik kumaş parçası swatch i. 23 Genel ufacık dal parçası sprig i. 24 Genel bir su kütlesine uzantı yapan kara parçası spit i. 25 Genel kızartmalık et parçası roast i. 26 Genel ekmek parçası sippet i. 27 Genel kıtadan daha küçük, geniş kara parçası subcontinent i. 28 Genel uzunca kağıt parçası slip i. 29 Genel aşınmış kaya parçası boulder i. 30 Genel cümle parçası phrase i. 31 Genel tütün parçası chew i. 32 Genel makine parçası machine part i. 33 Genel üstün nitelikte kumaş parçası coupon i. 34 Genel bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland i. 35 Genel geçme parçası joggle i. 36 Genel tehlike işareti veya cenaze merasiminin bir parçası olarak bir dakikalık aralarla ateş eden top minute gun i. 37 Genel irtibat parçası connection piece i. 38 Genel çitle çevrilmiş toprak parçası exclosure i. 39 Genel buzdağından kopmuş buz parçası calf i. 40 Genel ağız parçası mouth part i. 41 Genel verev takılan kumaş parçası gusset i. 42 Genel kaya parçası rock i. 43 Genel toprak veya çamur parçası clod i. 44 Genel küçük ve orta boyda taş parçası shingle i. 45 Genel güderi parçası madeni yüzeyleri parlatmak için kullanılan chamois i. 46 Genel bağlantı parçası hitch i. 47 Genel yuvarlak kaya parçası cobble i. 48 Genel irticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası extemporisation i. 49 Genel büyük kara parçası landmass i. 50 Genel bir su kütlesine uzanan sivri kara parçası cape i. 51 Genel ensiz tahta parçası batten i. 52 Genel dal parçası stick i. 53 Genel toprak parçası plot of ground i. 54 Genel rostoluk et parçası roast i. 55 Genel ileri doğru uzanan dar kara parçası panhandle i. 56 Genel tütün parçası plug i. 57 Genel okuma parçası reading i. 58 Genel az çok sınırları belli olan toprak parçası region i. 59 Genel çim parçası bir alandan toprağıyla birlikte alınan sod i. 60 Genel güderi parçası madeni yüzeyleri parlatmak için kullanılan shammy i. 61 Genel tahta parçası batten i. 62 Genel cüruf parçası clinker i. 63 Genel kara parçası mainland i. 64 Genel ay parçası a beauty i. 65 Genel numunelik kağıt parçası swatch i. 66 Genel sebze parçası vegetable patch i. 67 Genel kum ve taş parçası detritus i. 68 Genel ip parçası lanyard i. 69 Genel hücre protoplazmasının periferal parçası exoplasm i. 70 Genel çok ince deri parçası blype i. 71 Genel numunelik deri parçası swatch i. 72 Genel odun parçası chock i. 73 Genel ölçekdeş doğru parçası commensurable line segment i. 74 Genel arazi parçası plot i. 75 Genel bağlantı parçası tie down i. 76 Genel işlenmemiş metal parçası slug i. 77 Genel denize uzanan kara parçası spit i. 78 Genel bir halkın üzerinde yaşadığı toprak parçası homeland i. 79 Genel toprak parçası patch i. 80 Genel toprak parçası clod i. 81 Genel arazi parçası a piece of land i. 82 Genel tuğla parçası brickbat i. 83 Genel kırık çömlek parçası shard i. 84 Genel toprak parçası piece of land i. 85 Genel kızarmış et parçası roast i. 86 Genel belirli uzunlukta bir boru parçası a length of piping i. 87 Genel yanan odun parçası firebrand i. 88 Genel domuz yağı parçası lardon i. 89 Genel eski bez parçası rag i. 90 Genel daire parçası segment of a circle i. 91 Genel iri kaya parçası boulder i. 92 Genel ince tahta parçası batten i. 93 Genel bilet parçası tiyatro/sinema vb'ne girdikten sonra müşterinin elinde kalan stub i. 94 Genel yol geçen arazi parçası right of way i. 95 Genel bez parçası rag i. 96 Genel ahu parçası attractive lady i. 97 Genel ökçe parçası heelpiece i. 98 Genel toprak parçası homestall i. 99 Genel montaj parçası mounting part i. 100 Genel tuz parçası pinch of salt i. 101 Genel montaj parçası mounting piece i. 102 Genel buz parçası ice block i. 103 Genel kalıp parçası moulding i. 104 Genel kütük/kaya/taş parçası block i. 105 Genel arsa parçası block i. 106 Genel şarapnel parçası shrapnel piece i. 107 Genel taş parçası spall i. 108 Genel makinenin oynak parçası carriage i. 109 Genel kumaş parçası drape i. 110 Genel ekleme parçası easement i. 111 Genel ara parçası easement i. 112 Genel makina parçası machine part i. 113 Genel mafsal parçası hinge i. 114 Genel buz parçası ice floe i. 115 Genel çamur parçası clod i. 116 Genel arazi parçası parcel i. 117 Genel engebeli arazi parçası steep and uneven piece of land i. 118 Genel kağıt parçası piece of paper i. 119 Genel bir şeyin zayıf/korunaksız kısmı/parçası underbelly i. 120 Genel değersiz kağıt parçası worthless piece of paper i. 121 Genel mobilya parçası furniture component/part i. 122 Genel albümün çıkış parçası hit single of the album i. 123 Genel şarapnel parçası shrapnel i. 124 Genel bir metal parçası a piece of metal i. 125 Genel eğitimin ayrılmaz bir parçası an inseparable part of the education i. 126 Genel eyer klipsi/bağlantı parçası saddle clip i. 127 Genel kesildikten sonra arta kalmış kağıt parçası offcut i. 128 Genel grubun bir parçası a part of the group i. 129 Genel kırık bardak parçası piece of broken glass i. 130 Genel bir şeyin doğrudan bir parçası a direct part i. 131 Genel yüksek sosyetenin bir parçası olma jet-setting i. 132 Genel bir istek parçası a request song i. 133 Genel golf sahasında başarısız vuruşlarla kopan çimen parçası divot i. 134 Genel kültürümüzün bir parçası a part of our culture i. 135 Genel yem olarak kullanılan balık parçası chum i. 136 Genel golfte yanlış yapılan atış sonrası kopan çimen parçası divot i. 137 Genel et parçası piece of meat i. 138 Genel irticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası extemporization i. 139 Genel kalıp parçası molding i. 140 Genel insanların üzerinde sebze/meyve veya küçük bitkiler yetiştirmeleri için kiraladıkları küçük toprak parçası allotment i. 141 Genel insanların üzerinde sebze/meyve veya küçük bitkiler yetiştirmeleri için kiraladıkları küçük toprak parçası community garden us i. 142 Genel insanların üzerinde sebze/meyve veya küçük bitkiler yetiştirmeleri için kiraladıkları küçük toprak parçası allotment garden uk i. 143 Genel maddenin çok küçük parçası tiny piece of matter i. 144 Genel bebek uyku tulumu bebek arabası ek parçası footmuff i. 145 Genel kendine özgü bir halkın parçası olmanın birleştiriciliği peoplehood i. 146 Genel bir şeyin küçük parçası özellikle yiyecek niblet i. 147 Genel değersiz bez parçası clout i. 148 Genel kuyruk destek parçası tailskid i. 149 Genel değersiz kağıt parçası rag i. 150 Genel bir bölgeye taşacak şekilde suyu tahliye etmek için bir hendek içine yerleştirilmiş bir tahta veya metal levha parçası. tappoon i. 151 Genel bir kıyafette süs için yapılan kapakçık, bağlama parçası tab i. 152 Genel atın geminin ağız içindeki parçası canon bit i. 153 Genel bir şeyin yeniden bir parçası olma reengagement i. 154 Genel bir şeyin yeniden bir parçası olma re-engagement i. 155 Genel takviye parçası reinforcement i. 156 Genel akademik dünyanın bir parçası olmayan mevki nonfaculty i. 157 Genel denize çıkıntı yapan toprak parçası nook [obsolete] i. 158 Genel boyun bölgesini koruyan zırh parçası neckplate i. 159 Genel boyun bölgesini koruyan zırh parçası gorget i. 160 Genel daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası telescope i. 161 Genel daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası telescope bag i. 162 Genel bir şeyin iki zıt parçası the yin and yang [usa] i. 163 Genel ayakkabının ayak parmağındaki ayrı deri parçası tip i. 164 Genel ayrı, yassı ve büyük kaya parçası bowlder i. 165 Genel ayakkabının ayak parmaklarını kapatmaya yarayan parçası toepiece i. 166 Genel yüzük taşı üzerinde yer alan kesilmiş mücevher parçası top i. 167 Genel ön kolu koruyan zırh parçası vambrace i. 168 Genel çelik çomak oyunundaki ucu sivri tahta parçası trippet [dialect] i. 169 Genel mukavva kutunun gövdeye sokularak ucu sabitlemeye yarayan parçası tuck i. 170 Genel alet veya silahın ince sivri çıkıntılı parçası tyne i. 171 Genel el işi projelerinde göz olarak kullanılan içinde oynar bir göz bebeği parçası olan plastik diskler googly eyes i. 172 Genel elbisenin sarkan parçası lappet i. 173 Genel eski kablo veya halat parçası junk i. 174 Genel amfibiler ve memelilerde sternumun en üstteki parçası episternum i. 175 Genel sınır boyunca uzanan toprak parçası march i. 176 Genel kumaşın son parçası fag end i. 177 Genel ülke sınırlarını genişletmek veya nüfuzu artırmak için askeri güçle alınan toprak parçası land grab i. 178 Genel üzerine bir şey kurulu toprak parçası land site i. 179 Genel üzerine bir şey kurulması planlanan toprak parçası land site i. 180 Genel ince şerit şeklinde toprak parçası landstreight i. 181 Genel kılıç kabzasının kının üzerine sarkan metal parçası languet i. 182 Genel iki şeyi birbirine sıkıca bağlamaya yarayan ip parçası lasher i. 183 Genel köy merkezindeki halka açık arazi parçası village green [uk] i. 184 Genel miğferin görme ve nefes alma için açıklıkları bulunan ön parçası visor i. 185 Genel miğferin görme ve nefes alma için açıklıkları bulunan ön parçası vizor i. 186 Genel üç parçalı tablonun bir parçası volet i. 187 Genel şahinin bacağına zil takmak için kullanılan deri parçası bewet i. 188 Genel şahinin bacağına zil takmak için kullanılan deri parçası bewit i. 189 Genel sistemin başarısız olma veya sorun çıkarma olasılığı en yüksek parçası weakest link i. 190 Genel bir şeyin parçası limb i. 191 Genel küçük toprak parçası bit i. 192 Genel at veya köpek giysisi olarak kullanılan kumaş parçası blanket i. 193 Genel bir toplumdaki ana sosyal grubun dışında kalan veya dışına itilen insanlardan meydana gelen topluluğun veya kültürün bir parçası margin i. 194 Genel bir oyuncunun sahnedeki veya setteki önceden belirlenmiş konumunu gösteren bant parçası veya tebeşir çizgisi mark i. 195 Genel oy pusulasına takılı kalmış karton parçası hanging chad i. 196 Genel uzun bir seyahatin parçası olan yan gezi meander i. 197 Genel metaforik veya metafiziksel bir oluşumun parçası member i. 198 Genel yapının, makinenin veya cihazın önemli parçası member i. 199 Genel tomarın bir kısmını oluşturan parşömen parçası membrane i. 200 Genel eğeyle törpülenen metal parçası metal filing i. 201 Genel uzunluğu veya çapı 5 milimetreden az olan küçük plastik parçası microplastic i. 202 Genel elbise kolunun bileği çevreleyen parçası wrist i. 203 Genel bileği çevreleyen eldiven parçası wrist i. 204 Genel kemik parçası bone i. 205 Genel miras yoluyla geçen mülk parçası heritable i. 206 Genel araçların üstünü desteklemek için kullanılan ahşap veya metal yay parçası bow i. 207 Genel yanan odun parçası brand i. 208 Genel kömürleşmiş odun parçası brand i. 209 Genel efkaristiya ayininde kullanılan mayasız küçük ekmek parçası bread i. 210 Genel budanmış çalı parçası brush [obsolete] i. 211 Genel küçük çikolata parçası bud i. 212 Genel bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev home unit [australia/new zealand] i. 213 Genel evi kapsayan toprak parçası homeplace i. 214 Genel cüppelerin omzundan sarkan kumaş parçası hood i. 215 Genel kopçanın kapatma parçası hook i. 216 Genel bir şeyin kayıp olan bütünleyici parçası missing link i. 217 Genel güçlendirme veya destek için kullanılan malzeme parçası mount i. 218 Genel birkaç zirvesi olan veya uzun sırt meydana getiren yüksek kara parçası mountain i. 219 Genel av köpeklerine verilen sakatat parçası reward i. 220 Genel genellikle üçgen şeklinde küçük toprak parçası gair [scotland] i. 221 Genel piskopos kıyafetinin bir parçası gaiter i. 222 Genel çıkıntılı zemin parçası linch i. 223 Genel bahçecilikte üzerinde bitki yetiştirmek için toprak parçası kiralayan kimse lotter i. 224 Genel küçük ve genellikle üçgen şeklinde arazi parçası gare i. 225 Genel yanmakta olan kömür parçası glead i. 226 Genel tutuşmuş kömür parçası glead i. 227 Genel çevresindeki araziden ayrılmış küçük toprak parçası butt [dialect] i. 228 Genel çevresindeki araziyle bağlantısı kesilmiş küçük toprak parçası butt [dialect] i. 229 Genel işitme cihazının kulağa takılan parçası button i. 230 Genel yiyecek parçası gobbet i. 231 Genel çiğ et parçası gobbet i. 232 Genel müzik parçası gobbet i. 233 Genel metin parçası gobbet i. 234 Genel kağıt parçası chitty i. 235 Genel ısırmalık çikolata parçası ile gerçekleştirilen öpüşme chocolate kiss i. 236 Genel parmaklar arasında ritmik şekilde birbirine vurulan iki düz ahşap parçası clappers i. 237 Genel klasik kıyafet parçası classic i. 238 Genel cüruf parçası dander [dialect] [uk] i. 239 Genel bütünün farklı parçası demimonde i. 240 Genel bütünün farklı parçası demiworld i. 241 Genel çorak toprak parçası derelict i. 242 Genel kurutulmuş malzeme parçası desiccation i. 243 Genel kurumuş malzeme parçası desiccation i. 244 Genel taşeron olmayıp işverenin kendi işgücünün bir parçası olan britanyalı işçiler direct labour i. 245 Genel turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası grand-guard i. 246 Genel kum tanesinden iri, çakıl taşından küçük taş veya mineral parçası granule i. 247 Genel küçük taş parçası gravel-stone i. 248 Genel devasa kaya parçası grayback [dialect] i. 249 Genel belirli bir amaçla kullanılan arazi parçası grounds i. 250 Genel üçgenimsi arazi parçası gusset i. 251 Genel formdaki sayfaları birbirinden ayıran ahşap parçası gutter i. 252 Genel oluk parçası guttering i. 253 Genel v şeklindeki biftek parçası heel i. 254 Genel ayakkabıların arka kısmını oluşturan deri parçası heel counter i. 255 Genel tiyatro yapımlarında kullanılmak üzere tasarlanan imitasyon bir mücevherat parçası logie i. 256 Genel yumuşak, ıslak ve bükülebilir çim parçası ooze i. 257 Genel bazı ingiliz üniformalarının parçası olup resmi ata binme aktivitelerinde de giyilen dar kalıplı pantolon overall i. 258 Genel sivri uçlu kaya parçası rock i. 259 Genel atın tımarlanmasında kullanılan sert bez parçası rubber i. 260 Genel saatin yakut veya muadili malzemeden yapılmış mil yatağı, mil parçası ruby i. 261 Genel yanan odun parçası chunk i. 262 Genel herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common at large i. 263 Genel herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common in gross i. 264 Genel belirli durumlarda kullanılan metin parçası commonplace [obsolete] i. 265 Genel ritüelin parçası olarak büyülü sözler söyleme incantation i. 266 Genel bağlama parçası interlink i. 267 Genel yuvarlak taş parçası dornick i. 268 Genel avuç içi büyüklüğünde taş parçası dornick i. 269 Genel fırlatmalık taş parçası dornick i. 270 Genel sistemin parçası haline getirmek coopt f. 271 Genel yerinden çıkmak makine parçası work out f. 272 Genel parçası olmak be a piece of f. 273 Genel parçası olmak be part of f. 274 Genel parçası olmak be a part of f. 275 Genel bir parçası olmamak not to be a part of f. 276 Genel üstünü örtmek kara parçası için top-dress f. 277 Genel makine parçası yerinden çıkmak work out f. 278 Genel ayrılmaz parçası olmak be an indivisible part of f. 279 Genel ayrılmaz parçası olmak be an inseparable part of f. 280 Genel ayrılmaz parçası olmak be an integral part of f. 281 Genel parçası olmak be part of something f. 282 Genel bir parçası olmak be part of something f. 283 Genel bir şeylerin bir parçası olmak be a part of something f. 284 Genel düzenin bir parçası olmak be becoming a slave to routine f. 285 Genel parçası olmak take part in f. 286 Genel çözümün bir parçası olmak be a part of solution f. 287 Genel bir takımın parçası olmak be a part of a team f. 288 Genel parçası olmak advene f. 289 Genel bir şeyin yeniden bir parçası olmak reengage f. 290 Genel bir şeyin yeniden bir parçası olmak re-engage f. 291 Genel parçası haline gelmek become a part of something f. 292 Genel tuğla parçası atmak brickbat f. 293 Genel daha büyük bir yapının parçası olarak dahil etmek model f. 294 Genel daha büyük bir yapının parçası olarak kullanmak model f. 295 Genel bir şeyin parçası olmak mould [obsolete] f. 296 Genel okçu yayı kusurlu bölgenin kesildiği yere tahta parçası koymak lip f. 297 Genel ince süsleme parçası yüzeye yerleştirmek onlay f. 298 Genel kelime akışının parçası olarak akmak roll f. 299 Genel parçası olmak belong f. 300 Genel vücudun belirli bir parçası veya özel bir alanına ait local s. 301 Genel bir federasyonun parçası olmayan nonfederated s. 302 Genel bir bütünün ayrılmaz bir parçası olan inbuilt s. 303 Genel bir bütünün ayrılmaz bir parçası olan in-built s. 304 Genel bir parçası sıçan kuyruğunu andıran rattail s. 305 Genel bir parçası sıçan kuyruğunu andıran rat-tail s. 306 Genel akademik dünyanın bir parçası olmayan mevkilerle ilgili nonfaculty s. 307 Genel üç parçası olan ternal s. 308 Genel bir deri parçası ile süslenmiş thonged s. 309 Genel bir deri parçası ile bağlanmış thonged s. 310 Genel kara parçası birleştirilmemiş unannexed s. 311 Genel kara parçası dahil edilmemiş unannexed s. 312 Genel kara parçası ilhak edilmemiş unannexed s. 313 Genel bir serinin parçası olan en suite s. 314 Genel bir serinin parçası olan en suite s. 315 Genel altında destekleyici parçası olan underlaid s. 316 Genel sağlamlaştırmak, kumaş parçası ilave edilmemiş ungusseted s. 317 Genel köklü bir topluluğun parçası olan main-line s. 318 Genel sayısız parçası veya yönü bulunan myriadfold s. 319 Genel gerçekliğin parçası olarak gözlemciye bağlı var olan objective s. 320 Genel çizilecek nesnenin parçası olan objective s. 321 Genel kültürel beklentinin bir parçası olarak gerekli obligatory s. 322 Genel çok sayıda farklı parçası bulunan multifarious s. 323 Genel birden fazla parçası bulunan multipart s. 324 Genel birden fazla parçası bulunan multipiece s. 325 Genel serinin parçası olmayan one-shot s. 326 Genel rutinin parçası olan ritual s. 327 Genel özellikle plan gibi özel bir şeyin parçası veya sırdaşı in on ed. 328 Genel belirli şekilde saç veya benzeri parçası olan anlamındaki son ek -trichous snk. 329 Genel bir organizmanın parçası -ome snk. Phrasals 330 Öbek Fiiller düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak burn in f. 331 Öbek Fiiller düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak burn into f. 332 Öbek Fiiller birini ya da bir şeyi bir grubun bir parçası olarak görmek count among f. 333 Öbek Fiiller birini ya da bir şeyi bir grubun parçası saymak count among f. 334 Öbek Fiiller bir grubun bir parçası olarak değerlendirilmek count among f. 335 Öbek Fiiller bir grubun parçası sayılmak count among f. 336 Öbek Fiiller sınır, bariyer ya da toprak parçası aşarak bir yerden bir yere gitmek cross over f. 337 Öbek Fiiller bir şeyin parçası olmak go to something f. 338 Öbek Fiiller parçası olmak enter into f. 339 Öbek Fiiller birisinin planlarının, hesaplarının gerekli bir parçası olarak görülmek enter into f. 340 Öbek Fiiller bir parçası olmak istemek want in f. 341 Öbek Fiiller iki şarkıyı/kaydı birleştirip tek bir müzik parçası yaratmak mash up something f. 342 Öbek Fiiller iki şarkıyı/kaydı birleştirip tek bir müzik parçası yaratmak mash up f. 343 Öbek Fiiller '-in parçası olmak partake of f. 344 Öbek Fiiller bir şeyin parçası olmak partake of something f. 345 Öbek Fiiller birine/bir şeye bir parçası görünmek peer out at someone or something f. 346 Öbek Fiiller grubun arasına karışmak/bir parçası olmak slot in f. 347 Öbek Fiiller birini/bir şeyi bir grubun bir parçası olarak görmek count someone or something among something f. 348 Öbek Fiiller birini/bir şeyi bir grubun bir parçası olarak değerlendirmek count someone or something among something f. 349 Öbek Fiiller bir şeyin/grubun/kuruluşun bir parçası olmak attach oneself to something f. 350 Öbek Fiiller dahili bir parçası olarak yapmak/kurmak/imal etmek build into f. 351 Öbek Fiiller bütünleyici bir parçası olarak yapmak/kurmak/imal etmek build into f. 352 Öbek Fiiller ayrılmaz bir parçası olarak yapmak/kurmak/imal etmek build into f. 353 Öbek Fiiller birini bir şeyin bütünleyici bir parçası yapmak build someone into something f. 354 Öbek Fiiller birini bir organizasyonun/planın ayrılmaz bir parçası yapmak build someone into something f. 355 Öbek Fiiller bir şeyi bir şeyin bir parçası olarak yapmak/imal etmek build something into something f. 356 Öbek Fiiller bir kısıtlamayı bir şeyin planının parçası yapmak build something into something f. 357 Öbek Fiiller bir şeyin bir parçası olmak enter into something f. 358 Öbek Fiiller bir şeyin bir parçası olmak enter in something f. 359 Öbek Fiiller normal bir parçası olmak go with f. 360 Öbek Fiiller '-e bir parçası görünmek peer out at f. 361 Öbek Fiiller bir grubun, kurumun bir parçası/üyesi olmaya devam etmek remain in something or some place f. Phrases 362 İfadeler hayatımızın değişmez bir parçası indispensable part of our lives i. 363 İfadeler bunun bir parçası olmak için to be a part of it expr. 364 İfadeler bir parçası olarak as a part of expr. 365 İfadeler bir parçası olduğu of which it is a part expr. 366 İfadeler önemli bir parçası olarak as an important constituent expr. Proverb 367 Atasözü ölüm de hayatın bir parçası dying is as natural as living Colloquial 368 Konuşma Dili haftanın en çok dinlenen hit parçası number one i. 369 Konuşma Dili genellikle işlerinin bir parçası olarak çok yürüyen insan blisterfoot i. 370 Konuşma Dili hayatımızın büyük bir parçası a big part of our lives i. 371 Konuşma Dili hayatımın büyük bir parçası a big part of my life i. 372 Konuşma Dili hayatımızın büyük bir parçası a great part of our lives i. 373 Konuşma Dili hayatımın büyük bir parçası a great part of my life i. 374 Konuşma Dili bir makine veya aletin işi gören kısmı/parçası business end of something i. 375 Konuşma Dili ateş parçası cupcake i. 376 Konuşma Dili köpek boku/dışkısı parçası dog-log i. 377 Konuşma Dili otoyollarda rastlanan uzun, siyah kopmuş tekerlek parçası alligator i. 378 Konuşma Dili otoyollarda rastlanan uzun, siyah kopmuş tekerlek parçası gator i. 379 Konuşma Dili kurumuş sümük parçası bugger i. 380 Konuşma Dili abartılı giyinmek drag queen/traliçe gibi bir performansın parçası olarak drag f. 381 Konuşma Dili bir şey için bir şeyin parçası olmak be in it for f. 382 Konuşma Dili bir amaç uğruna bir şeyin parçası olmak be in it for f. 383 Konuşma Dili başarısız bir çabanın parçası olmak be on a loser f. 384 Konuşma Dili başarısız bir çabanın parçası olmak be on to a loser f. 385 Konuşma Dili yalnızca tek bir kelimenin parçası olan bulmaca karesi unchecked s. 386 Konuşma Dili görevinin bir parçası olarak in the line of duty expr. 387 Konuşma Dili günlük/gündelik işin bir parçası all in a day's work expr. 388 Konuşma Dili normal gidişatın bir parçası all in a day's work expr. 389 Konuşma Dili rutinin bir parçası all in a day's work expr. 390 Konuşma Dili her gün yapılan işlerin bir parçası all in a day's work expr. 391 Konuşma Dili günlük/gündelik işin bir parçası all in the day's work expr. 392 Konuşma Dili normal gidişatın bir parçası all in the day's work expr. 393 Konuşma Dili rutinin bir parçası all in the day's work expr. 394 Konuşma Dili her gün yapılan işlerin bir parçası all in the day's work expr. 395 Konuşma Dili günlük/gündelik işin bir parçası all in a day's work expr. 396 Konuşma Dili normal gidişatın bir parçası all in a day's work expr. 397 Konuşma Dili rutinin bir parçası all in a day's work expr. 398 Konuşma Dili her gün yapılan işlerin bir parçası all in a day's work expr. 399 Konuşma Dili günlük/gündelik işin bir parçası all in the day's work expr. 400 Konuşma Dili normal gidişatın bir parçası all in the day's work expr. 401 Konuşma Dili rutinin bir parçası all in the day's work expr. 402 Konuşma Dili her gün yapılan işlerin bir parçası all in the day's work expr. Idioms 403 Deyim sahipsiz veya üzerinde hak iddia edilmemiş toprak parçası no-man's-land i. 404 Deyim ateş parçası a hot number i. 405 Deyim ateş parçası kız a stone cold fox i. 406 Deyim ateş parçası classy-chassis i. 407 Deyim ateş parçası hatun a stone cold fox i. 408 Deyim en önemli parçası heart of the matter i. 409 Deyim grubun bir parçası one of the lads i. 410 Deyim grubun bir parçası one of the boys i. 411 Deyim kalbinin bir parçası near and dear to someone i. 412 Deyim koleksiyoncu parçası collector's item i. 413 Deyim bir kişinin favori parçası/şarkısı one's jam i. 414 Deyim kurgu bir hikayenin normalde parçası olmayan ama hayranları tarafından sonradan mantıklı olabileceği düşünülerek eklenen bölümleri fan canon i. 415 Deyim kurgu bir hikayenin normalde parçası olmayan ama hayranları tarafından sonradan mantıklı olabileceği düşünülerek eklenen bölümleri fanon fan canon i. 416 Deyim bir dolandırıcılığın parçası olarak dinî konularda kehanet sahibi olduğunu iddia eden kişi autem goggler [obsolete] i. 417 Deyim iki uçağın havada çarpışması sonucu meydana gelen enkaz/metal parçası yağmuru aluminum shower i. 418 Deyim evin bir parçası olan eşyalar lares and penates i. 419 Deyim ayrılmaz parçası warp and woof i. 420 Deyim büyük bir organizasyonun/sistemin küçük bir parçası olan kimse a cog in the machine/wheel i. 421 Deyim hayatın bir parçası a fact of life i. 422 Deyim eylemin/faaliyetin bir parçası olma a piece of the action i. 423 Deyim eylemin/faaliyetin bir parçası olma a slice of the action [uk] i. 424 Deyim eylemin/faaliyetin bir parçası olma a piece/slice of the action i. 425 Deyim bir durumun ayrılmaz bir parçası comes with the territory i. 426 Deyim bir işin/durumun doğal bir parçası comes with the territory i. 427 Deyim bir şeyin parçası a hand in something i. 428 Deyim bir şeyin parçası a part in something i. 429 Deyim en son parçası/parçaları the last of the lot i. 430 Deyim görülmeye değer parçası the pièce de résistance [french] i. 431 Deyim bir durumun ayrılmaz bir parçası olmak go with the territory f. 432 Deyim bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak be a part and parcel of f. 433 Deyim bir durumun ayrılmaz bir parçası olmak come with the territory f. 434 Deyim bir tarafı/parçası olmak party to something f. 435 Deyim bir eylemin bir parçası olmak istemek want a piece of the action f. 436 Deyim bir işin içinde/parçası olmak be in the loop f. 437 Deyim daha önce kabul edilmedikleri bir grup veya aktivitenin parçası olmak/kabul edilmek come in from the cold f. 438 Deyim hayatın bir parçası olmak bu da hayatın bir parçası be part of life's rich tapestry f. 439 Deyim hayatın bir parçası olmak bu da hayatın bir parçası be part of life's rich pageant f. 440 Deyim hayatın bir parçası olmak bu da hayatın bir parçası be all part of life's rich pageant f. 441 Deyim her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak be all in a day's work f. 442 Deyim hayatın bir parçası olmak bu da hayatın bir parçası be all part of life's rich tapestry f. 443 Deyim günlük işinin bir parçası olmak be all in a day's work f. 444 Deyim bir yerin bir parçası olmak part of the furniture f. 445 Deyim bir parçası olduğu grup sebebiyle iftiraya uğramak damn by association f. 446 Deyim başkalarına yaptırmaya çalıştığı şeyin aktif bir parçası olmak lead from the front f. 447 Deyim bir şeyin parçası olmamak take no part in/of something f. 448 Deyim bir şeyin parçası olmamak/olmak istememek have/play/take/want no part in/of something f. 449 Deyim bir şeyin aktif bir parçası/katılımcısı olmak be art and part of something f. 450 Deyim bir şeyin parçası olmak be art and part of something f. 451 Deyim parçası olmak be art and part of f. 452 Deyim bir parçası olmaya çalışmak be knocking on the door f. 453 Deyim grubun bir parçası olmak be one of the girls f. 454 Deyim bir şeyin bir parçası olmak be a party to something f. 455 Deyim birinin kalbinin bir parçası olmak be close to one's heart f. 456 Deyim birinin kalbinin bir parçası olmak be close to somebody's heart f. 457 Deyim birinin kalbinin bir parçası olmak be near to somebody's heart f. 458 Deyim birinin kalbinin bir parçası olmak be dear to somebody's heart f. 459 Deyim grubun bir parçası/üyesi olmak be one of the boys [us] f. 460 Deyim grubun bir parçası/üyesi olmak be one of the lads f. 461 Deyim grubun bir parçası/üyesi olmak be one of the girls f. 462 Deyim bir şeyin önemli bir parçası olmak be part and parcel of something f. 463 Deyim bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak be part and parcel of something f. 464 Deyim bir şeyin kaçınılmaz bir yanı/özelliği/parçası olmak be part and parcel of something f. 465 Deyim bir şeyin parçası olmak be party to something f. 466 Deyim bir grubun parçası olmak cast one's lot in with someone or something f. 467 Deyim bir grubun parçası olmak cast one's lot with someone or something f. 468 Deyim bir grubun parçası olmak cast one's lot with f. 469 Deyim bir işin/durumun doğal bir parçası olmak come with the territory f. 470 Deyim bir işin/durumun doğal bir parçası olmak go with the territory f. 471 Deyim iyice bir parçası olmak get in deeper f. 472 Deyim bir şeyin parçası olmamak have no part in something f. 473 Deyim bir şeyin parçası olmamak have no part of something f. 474 Deyim oyunun parçası olmak istememek not play that game f. 475 Deyim kalbinin bir parçası close to somebody's heart s. 476 Deyim kalbinin bir parçası dear to somebody's heart s. 477 Deyim adete bir parçası bone-deep s. 478 Deyim kalbinin bir parçası close to your heart [uk] s. 479 Deyim kalbinin bir parçası dear to your heart s. 480 Deyim birinin kalbinin bir parçası near and dear to one s. 481 Deyim birinin kalbinin bir parçası near to one's heart s. 482 Deyim büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası a small cog in a large machine expr. 483 Deyim büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası a small cog in a large wheel expr. 484 Deyim sonsuza kadar ailemin bir parçası olur musun? would you like to be buried with my people? [old-fashioned] [ireland] expr. 485 Deyim şakanın parçası in on the joke expr. Speaking 486 Konuşma bunun bir parçası olmak istiyor musun gerçekten? do you really want any part of this? expr. 487 Konuşma bu da işinin bir parçası mı? is that part of your job? expr. 488 Konuşma bunun bir parçası olmak istemiyorum I don't want to be a part of this expr. 489 Konuşma dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol be the change you want to see in the world expr. 490 Konuşma dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol be part of a change you want to see in the world expr. 491 Konuşma işimin bir parçası olarak as a part of my job expr. 492 Konuşma onun bir parçası olmak istemezsin you do not want a part of it expr. Trade/Economic 493 Ticaret/Ekonomi arazi parçası lot i. 494 Ticaret/Ekonomi bir kontratın ya da bir projenin parçası olarak teslim edilmesi gereken ürünler deliverables i. 495 Ticaret/Ekonomi genel arazi parçası common i. 496 Ticaret/Ekonomi ikinci derecede bulunan gayrimenkul parçası junior encumbrance i. 497 Ticaret/Ekonomi ilk sevkiyatta yerine getirilemeyen ilk siparişin bir parçası back order i. 498 Ticaret/Ekonomi katlanılan maliyetin herhangi bir parçası cost fraction i. 499 Ticaret/Ekonomi toprak parçası piece of land i. 500 Ticaret/Ekonomi araba meraklıları için ikinci el araba parçası satışı autojumble i.

kırık kemik destek parçası bulmaca